Tüp Mide Ameliyatı Giriş

Tüp Mide Ameliyatına Giriş Kılavuzu

Tüp mide ameliyatı hakkında bilgi edinmek isteyenler için hazırladığımız kılavuzumuza hoş geldiniz!

Bu kılavuz tüp mide ameliyatı olmayı düşünenlerin aklına gelebilecek her türlü soruya cevap bulabilmeleri için Dr. Ceyhun Aydoğan tarafından hazırlanmıştır.
4 bölümden oluşan kılavuzumuzda;

  • Tüp mide ameliyatının kilo vermeyi nasıl sağladığı,
  • Hangi kişiler için uygun olduğu,
  • Sürecin adım adım nasıl ilerlediği sorularına cevap bulacak;
  • Operasyondan sonra değişen yaşamı
  • Tüp mide ameliyatının avantaj ve dezavantajlarını öğreneceksiniz.

Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization: WHO) tarafından obezite, “yağ dokusunun, sağlıkla ilgili olumsuz sonuçlara yol açacak ölçüde anormal şekilde artması” olarak tanımlanmaktadır. Obezite ve fazla kilonun temel nedeni, tüketilen kalori ile harcanan kalori arasındaki enerji dengesizliğidir. Bununla birlikte obeziteye neden olan ek faktörler de vardır.

Obeziteye neden olan faktörlere;

  • Yüksek kalorili ve katkı maddeli besinlerin sık tüketilmesi ( fast-food, gazlı ve şekerli içecekler, cips, şekerleme vb.)
  • Hareketsiz yaşam
  • Bazı ilaçlar ( antidepresan vb.)
  • Bağırsak bakterileri
  • Genetik yatkınlık
  • Psikolojik etmenler örnek olarak verilebilir.

Obezite, kişiler için sadece fiziksel olarak bir sorun değil, aynı zamanda bulaşıcı olmayan hastalıklar için de önemli bir risk faktörüdür. Vücut kitle indeksi (BKI), yetişkinlerde aşırı kilo ve obeziteyi sınıflandırmak için kullanılan basit bir boy-ağırlık indeksidir.

Bir kişinin kilogram cinsinden ağırlığının, boyunun metre cinsinden karesine (kg/m 2 ) bölünmesiyle tanımlanır. Beden kitle indeksinin artmasıyla bu hastalıkların ortaya çıkma ihtimali de artar.

Obezitenin sebep olduğu hastalıklara;

  • Kalp hastalıkları
  • Diyabet
  • Uyku apnesi
  • Kas ve iskelet sistemi hastalıkları (Eklem kireçlenmesi -Osteoartrit )
  • Bazı kanserler (meme, yumurtalık, prostat, karaciğer) örnek olarak verilebilir.

Kendinizi fazla kilolarınız nedeniyle çaresiz hissediyorsanız, bu hastalıkla baş etmeye çalışan sizin gibi pek çok obezite hastası bireyin olduğunu unutmayın, yalnız değilsiniz. Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede obezite sıklığı artmış ve artık bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir.  2008 yılında dünya çapında 400 milyon obezite hastası varken, 2016 yılında ise 650 milyonun üzerinde obezite hastası olduğu biliniyor (1).

Ülkemizde de obezite sıklığı batı ülkeleriyle benzer sıklıkta görülüyor. Sağlık bakanlığımız tarafından yapılan ‘’Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması” raporuna göre ülkemizde 15 yaş üstü kişilerin %34,0’ı fazla kilolu, %27,8’i obez, %3,7’si ise morbid obezdir (2).

Bu hastaların büyük bir çoğunluğu obeziteden kurtulmak için pek çok yol deniyor. Obezitenin tedavisi; diyet, ilaç kullanımı ve cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Şiddetli obezitesi olanlarda ise obezite ameliyatı yani bariatrik cerrahi en etkili yöntemdir.

Bariatrik kelimesi, Yunanca ağırlık anlamına gelen “baros” ve şifa sanatı anlamına gelen “iatrikos” kelimelerinden gelmektedir. Bu kelime, obez hastaların kilo vermelerine yardımcı olmak için mide-bağırsak operasyonlarını tanımlamak için kullanılmıştır.

Bariatrik cerrahi sadece kilo vermeyi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda hastalara şifa sağlayarak hayat kalitesini de iyileştirir.

Bu yolculuğumuzda bir obezite cerrahisi çeşidi olan tüp mide ameliyatının tüm detaylarını inceleyeceğiz, hadi başlayalım!

 

 

TÜP MİDE AMELİYATI

( SLEEVE GASTREKTOMİ)

NEDİR?

Mide küçültme ameliyatı olarak da bilinen tüp mide ameliyatı, geri dönüşümü olmayan cerrahi bir kilo verme yöntemidir. Ameliyat sırasında midenin yaklaşık %80’ i alınır ve geriye muz büyüklüğünde, tüp şeklinde bir mide kalır. Midenin daha küçük olması daha çabuk doymanızı ve daha az yemek yemenizi sağlar.


TÜP MİDE AMELİYATI NEDEN BU KADAR POPÜLER?


Obezitenin günümüzde bu kadar yaygın bir hastalık olması, hiç kuşkusuz obezite ameliyatlarının artmasını da sağlamıştır. Kişilerin zayıflama diyetlerine uyum sağlayamaması, obeziteye ek sağlık sorunlarının ortaya çıkması gibi zorluklara karşın, teknolojinin gelişmesi, yeni cerrahi tekniklerin ortaya çıkması obezite ameliyatlarının sıklığını arttırmaktadır.

Obezitenin en sık görüldüğü Amerika Birleşik Devletleri’nde, obezite ameliyatı olanların sayısı 2011 yılında 158bin iken, bu sayı 2019 yılına geldiğimizde 256 bine çıkmıştır. 2019 yılında obezite ameliyatı olan kişilerin % 59.4’ü tüp mide operasyonu geçirmiştir (3)

2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019
TOPLAM 158.000 173.000 179.000 193.000 196.000 216.000 228.000 252.000 256.000
Tüp Mide %17.8 %33.0 %42.1 %51.7 %53.6 %58.1 %59.4 %61.4 %59.4
Gastrik Bypass %36.7 %37.5 %34.2 %26.8 %23.0 %18.7 %17.8 %17.0 %17.8
Bant %35.4 %20.2 %14.0 %9.5 %5.7 %3.4 %2.7 %1.1 %0.9
BPD-DS %0.9 %1.0 %1.0 %0.4 %0.6 %0.6 %0.7 %0.8 %0.9
Revizyon %6.0 %6.0 %6,0 %11.5 %13.6 %14.0 %14.1 %15.4 %16.7
Diğer %3.2 %2.3 %2.7 %0.1 %3.2 %2.6 %2.5 %2.3 %2,4
Balon %0.3 %2.6 %2.8 %2,0 %1.8


Dünya çapında 2014-2018 yılları arası kaydedilen sayılara baktığımızda ise;  Asya, Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da her durumda tüp mide ameliyatı, diğer operasyonlara göre daha sık tercih edilmiştir (4)


OPERASYON SAYI ORAN
Tüp Mide 87,015 % 45.9
Gastrik Bypass 72,639 % 38.3
Mini Gastrik Bypass 14,516 % 7.7
BPD-DS    267 %0.1
Duodenal switch 61 %0.0
Diğer 3,667 %0.0
Toplam 189,719


Tüp mide ameliyatının diğer uygulamalara kıyasla bu kadar popüler olmasının ana nedeni %90’a yakın başarı oranına sahip olmasıdır. Kısa süre içinde kilo vermeyi sağlaması, diğer cerrahi operasyonlara göre daha rahat bir süreç geçirilmesi nedeniyle cerrahlar ve hastalar tarafından sıkça tercih edilmektedir.

Diğer obezite ameliyatı çeşitleri ile kıyaslandığında;

  • Yan etki riskinin daha az olması
  • Daha hızlı iyileşme süresine sahip olması,

Vücut dokularına daha az zarar veren (minimal invaziv) yöntemle yapılması sebebiyle tüp mide ameliyatının popülaritesi gün geçtikte daha da artmaktadır.

TÜP MİDE AMELİYATININ TARİHİ


Obezitenin salgın bir hastalık olarak kabul edilmesiyle tıp dünyası bununla mücadele etmek için cerrahi çözümler düşünmeye başlamıştır. Bununla birlikte, obezite ameliyatları da geçtiğimiz 25 yılda büyük bir değişim geçirmiştir.

Obezite ameliyatının tarihindeki ilk operasyon sanılanın aksine kilo kaybını sağlamak amacıyla yapılmamıştır. İlk olarak; fazla kiloyla birlikte yüksek trigliserit, yüksek kolestrol, yüksek tansiyon gibi ek durumların yaşandığı metabolik sendrom adı verilen durumun tedavisi için geliştirilmiş bir teknik olarak ortaya çıkmıştır. İlk metabolik cerrahi ameliyatı 1954’te kalp hastalığına da sebep olabilen bozulmuş kan yağlarını (dislipidemi) tedavi etmek için Kremen tarafından yapılmış olan ince bağırsak baypasıdır. [5]

Bu operasyonları geçiren hastaların ilerleyen süreçte kilo vermeye başladıkları gözlenmiştir ve zamanla bu ameliyatlar obezite tedavisi için kullanılmaya başlanmıştır.

Modern çağın en popüler obezite ameliyatlarından biri olan sleeve gastrektomi yani ilk tüp mide ameliyatı, 1990 yılında iki aşamalı bir ameliyatın ilk parçası olarak açık ameliyat şeklinde gerçekleştirilmiştir. 2000 yılında ise ilk kez kapalı olarak, laparoskopik yöntemle tüp mide ameliyatı yapılmıştır.


Tüp Mide Ameliyatı Uygulama Yöntemleri


Bariatrik cerrahinin son 25 yılda hızla artması, laparoskopik tekniğin gelişimi sayesinde meydana gelmiştir. 2014-2018 yılları arasında yapılan 4 farklı, toplamda 153,981 obezite ameliyatının %99.33 gibi büyük bir oranı laparoskopik olarak gerçekleştirilmiştir.

Toplamda yapılan 67,471 tüp mide ameliyatının % 99.61’i laparoskopik olarak yapılmıştır. Bu sayı neredeyse tüm tüp mide ameliyatlarının kapalı operasyon olarak yapıldığını bize gösteriyor (6).

 

     1.Laparoskopik Yöntemle Tüp Mide Ameliyatı

Laparoskopik yöntem ya da halk arasında bilinen adıyla kapalı ameliyat; 4-5 küçük kesi ile karın içinden yapılır. Laparoskopik yöntemde daha küçük aletler ile işlem yapıldığı için mide etrafındaki organlara zarar verme ve travma yaratma riski daha azdır. Bu sayede olası cerrahi risklerin önüne geçilir. Laparospokik yöntemin yararları arasında;

  • Küçük kesilerden işlem yapıldığı için operasyon sonrası daha az ağrı yaşanması.
  • Yaraların iyileşmesi daha çabuk gerçekleşmesi
  • Hastaların ameliyat sonrası daha hızlı genel iyileşme süreci yaşaması
  • Normal hayatlarına daha erken dönüş yapabilmelerini sıralayabiliriz.


Laparoskopik Bikini Tüp Mide Ameliyatı Nedir?

Bikini hattı tüp mide ameliyatı ya da estetik tüp mide ameliyatı klasik laparoskopik yöntemin uyarlamasıdır. Bikini tüp mide ameliyatı, operasyondan sonra yara izi estetik açıdan fark edilmeyecek şekilde geliştirilmiştir.

Normal laparoskopik cerrahi ile ameliyat sonrası karında bazı küçük yara izleri kalabilmektedir. Bu yöntemde ise göbek deliği hizasından 1, bikini hattı hizasından ise 2 kesi açılarak toplamda 3 kesi ile operasyon gerçekleştirilir. Bu kesiler bikini hattının görünmeyen kısmından yapıldığı için iz bırakmaz.

  • Ancak bu yöntem her obezite hastasına uygun değildir.

Laparoskopik Tek Kesi Tüp Mide Ameliyatı Nedir?

Tek kesi tüp mide ameliyatı; yara izinin ameliyat sonrasında belli olmaması için geliştirilmiş başka bir yöntemdir. Diğer yöntemlerden farklı olarak, kesi göbek deliği hizasından yapılır ve aletler bu tek kesiden vücuda itilir. Bu yöntemle yara izleri tamamen gizli kalır ve fark edilmesi çok zordur.

Bu yöntem Beden Kitle Indeksi 40’ın altında olan ve daha önce karnından ameliyat geçirmemiş hastalarda uygulanabilir.

 

    2. Robotik Yöntemle Tüp Mide Ameliyatı

‘’Da Vinci cerrahi robot sistemi ‘’olarak bilinen bu yöntem, cerraha üç boyutlu görüş alanı sağlar ve insan eli eklemlerinin esnekliğini taklit ederek çalışır. Ameliyat sırasında olabilecek el titremelerini ortadan kaldırmayı amaçlamak için geliştirilmiş yeni bir yöntemdir.

İnsanlar genellikle bu operasyonlarda ameliyatı robotların yaptığını düşünse de ameliyatı yapan cerrahtır. Cerrah konsolundan robota komut verir, kollar ile hasta konsoluna iletilen komut sayesinde operasyon gerçekleşir.


Her iki yöntemin risklerini araştıran 75.079  (70.298 Laparoskopik, 4781 robotik ) hasta üzerinde yapılan çalışmada; robotik tüp mide ameliyatı olan hastraların daha yüksek sızıntı oranları ve cerrahi bölge enfeksiyonları gibi komplikasyonları geliştirdiği bulunmuştur.

Robotik cerrahi yeni ve farklı bir yöntem olarak görülse de tüp mide ameliyatı için laparoskopik yöntem hala altın standart olarak kabul edilen güvenli bir uygulamadır (7).

TÜP MİDE AMELİYATI KİLO VERMEYİ NASIL SAĞLAR ?


Tüp mide ameliyatının kilo vermede neden etkili olduğu hastalar tarafından çokça merak edilen bir sorudur. Tüp mide ameliyatının nasıl çalıştığını en kolay yolla anlatmam gerekirse; ameliyat sırasında midenin %80’i kesilerek vücuttan çıkartılır. Midenin mevcut boyutunun küçültülmesi sebebiyle yiyebileceğiniz yiyecek miktarı kısıtlanır. Daha az besin alımı, aldığınız kalorileri de azaltacağı için, zayıflamayı sağlayacaktır.

Operasyondan sonra midenin boyutu çok küçüldüğü için bu işlemlere “kısıtlayıcı cerrahi” denir. Besin alımının kısıtlanması dışında, kilo kaybında olumlu etkisi olduğu düşünülen, ameliyattan sonra metabolizmada oluşan bazı değişimler mevcuttur.


Hormonal Değişimler

Vücudumuzda iştah ve tokluk seviyemizi kontrol eden bazı hormonlar vardır. İştah ve tokluk hissini sağlayan ve enerji dengemiz ile en yakından ilişkili iki hormon ghrelin ve leptindir. Ghrelin ve leptin arasındaki hassas dengedeki herhangi bir değişiklik olmasıyla, vücudumuzun enerji talepleri ve enerji depolanmasının düzenlenmesinde bozukluk meydana gelir. Bu iki hormon gibi iştah yönetiminde görevli olan PYY hormonu ve GLP-1 hormonu da bulunmaktadır.

Ghrelin size ‘’ACIKTIM !’’ sinyalini veren iştahı artıran ve vücut ağırlığında da rol oynayan bir hormondur. Leptin ise buna karşıt olarak size ‘’ DOYDUM, DAHA FAZLA YEMEYE GEREK YOK ‘’ dedirten, yağ hücreleri tarafından üretilen ve iştahınızı azaltan bir hormondur. Obezitesi olan bireylerde bu hormonların salınımı normal kiloda olan kişilerden farklıdır.

Tüp mide ameliyatından sonra ise obezitesi olan kişilerin açlık ve tokluk hormonlarında değişim meydana gelir. Bu değişimlerin ameliyat sonrası kilo vermede katkısı olabileceği düşünülmektedir.

Ghrelin, midenin üst kısmı olan fundus adı verilen bölgeden sentezlenen iştah arttıran bir hormondur. Ghrelin salgılandığı zaman acıktığımızı hissederiz ve yemek yeriz. Yemek yediğimizde ise kandaki seviyesi azalır ve açlık hissi gitmiş olur.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Açlık Durumu Nasıl Olur ?

Tüp mide ameliyatında midenin ghrelin üreten, yani iştah hissini sağlayan fundus bölgesi çıkarılır. Bu sayede ameliyattan sonra iştah kaybı yaşanır ve kişiler eskisi kadar açlık hissetmezler.

Peptit YY (PYY)  hormonu ise Leptine benzer şekilde çalışarak doyduğumuzu anlamamızı sağlayan, yemek yemeği durduran, iştah azaltıcı bir hormondur. İştahı azaltmaya ek olarak, ince bağırsakta, mide ve pankreasta sindirimle ilgili görevleri bulunur. Doyma hissinin daha az olduğu obezite hastalarında bu hormonun üretimi de daha azdır.

  • Tüp mide ameliyatından sonra PYY’de artış meydana gelerek doyma hissi daha kolay oluşur.

GLP-1, yemek yedikten sonra ince bağırsak tarafından salgılanır. İnce bağırsakta sindirilen gıdalar sayesinde aktifleşerek insülin üretimini uyarır, glukagon salgısı, karaciğerden glikoz üretimi gibi, kan şekerini düşürerek glukoz metabolizmasını düzenleyen görevleri vardır.

Normal kiloda olan sağlıklı insanlarda yemek yedikten sonra Ghrelin seviyesi azalır ve kişi doymaya başlar. Bu sırada midemizdeki besinler sindirime girer, emilim başlar ve ince bağırsakta GLP-1 salgılanmaya başlanır. Obezitesi olan kişiler doymadıkları için, büyük porsiyonlarda ve sık yemek yerler, dolayısıyla GLP-1 hormonları aktifleşemez.

  • Yapılan araştırmalarda tüp mide ameliyatından GLP-1 seviyesinde artış tespit edilmiştir. Bu sayede ameliyattan sonra glikoz seviyelerinde iyileşme görülür.


Mikrobiyota Değişimi

Bağırsağımızda bulunan bakterilerin yaşam alanına bağırsak mikrobiyotası denir. Bu bakteriler vücudumuzda

  • biotin, folat ve K vitamini gibi vitaminlerin üretilmesi
  • Çözünebilir liflerin sindirimi ile vücuda ek enerji üretmek
  • Bağışıklığın sağlanması gibi pek çok görevi bulunur.

Bağırsak bakterilerinin dengede bulunması sağlığımız için önemlidir. Mikrobiyotamızda, yediklerimiz, kullandığımız ilaçlar, genetik yatkınlık gibi bazı sebeplerden dolayı bakteri dengesi bozulur. Dengenin bozulması obezite de dahil olmak üzere pek çok hastalığın ortaya çıkmasını tetikler.

Bağırsaklarımızdaki bakteriler sadece sindirimde önemli bir rol oynamakla kalmaz, aynı zamanda obeziteye yakalanma riskimizi de etkiler.

Bacteroidetes ve Firmicutes bağırsaklarımızdaki en önemli iki bakteri ailesidir, ve bu bakteri tiplerinin birbirine olan oranı obeziteyle ilişkilidir. Obezitesi olan kişiler, normal kilolu ve zayıf yetişkinlere kıyasla daha yüksek Firmicutes düzeyine ve daha düşük Bacteroidetes düzeyine sahiptir.


Tüp mide ameliyatından sonra ise bağırsak mikrobiyotasında var olan bu bakterilerin birbirine olan oranı değişir ve bu durumun kilo vermede etkili olabileceği düşünülmektedir.

  • Mikrobiyotadaki değişiklikler de enerji dengesini etkileyeceği için cerrahi sonrası kilo kaybının sağlanmasında rolü olabileceği düşünülmektedir.

 

Tüp Mide Ameliyatının Sindirim Sistemi İle İlişkisi

Tüp mide ameliyatından sonra mide boşalması 2-3 kat hızlanır, mide içeriği (kimüs) bağırsağa daha hızlı ulaşır. Sindirim sistemindeki bu değişimler ilerleyen süreçlerde farklı fiziksel sorunlara neden olabilir ( fiziksel yan etkiler link).

Tüp mide ameliyatı sonrası meydana gelen bu fizyolojik değişimler sindirim sisteminizi etkileyecek ve midenizin iyileşmesi zaman alacaktır. Bu nedenle ameliyat sonrası yan etkileri en aza indirmek için bazı yaşam tarzı ve beslenme değişiklikleri yapmanız gerekecek.


TÜP MİDE AMELİYATINI KİMLER OLABİLİR?

Uzun süre diyet girişimleri denediniz fakat kilo vermeyi başaramadınız. Yine de sadece bu durum mide küçültme ameliyatı olabileceğiniz anlamına gelmiyor. Tüp mide ameliyatı fazla kilosu olan ve zayıflamak isteyen herkese yapılmamaktadır. Öncelikli olarak beden kitle indeksinizin tüp mide ameliyatı için uygun aralıkta olması gerekmektedir. Bununla birlikte fazla kilonuza eşlik eden ve hayat kalitenizi olumsuz etkileyen ek hastalıklarınız varsa tüp mide ameliyatı olabilirsiniz.

Tüp Mide Ameliyatı Şartları

Aşağıdaki kriterlerden herhangi birini taşıyorsanız tüp mide ameliyatı olmak için aday olabilirsiniz.

Tüp mide ameliyatı için vücut kitle indeksi kaç olmalı?

Beden kitle indeksi (BKI) 40 kg/m2 ve üstündeki morbid obezite hastası olan ve obeziteye ek diğer hastalığı olan veya olmayan yetişkinler tüp mide ameliyatı olabilir.

BKI 35,0 ila 39,9 kg/m 2 olan ve en az bir ciddi ek hastalığı olan yetişkinler tüp mide ameliyatı olabilir.

BKI 30,0 ila 34,9 kg/m2 arasında olup, kontrolü zor tip TİP 2 diyabet hastalığı olan veya metabolik sendromlu yetişkinler tüp mide ameliyatı için uygundur.

Obeziteye ek hastalıklar nelerdir?

Bariatrik cerrahiye uygun bir aday olmak için ilk şart morbid obez sınıfında olmaktır. Bununla birlikte obeziteye ek hastalıklarınız varsa yaşam kalitenizi arttırmak ve ek hastalığınızın iyileştirilmesi adına ameliyatınız onaylanır.

Obeziteye eşlik eden hastalıklar arasında ;

  • Diyabet,
  • Uyku apnesi,
  • Hipertansiyon, (kronik yüksek tansiyon)
  • Hiperlipidemi, (kolesterol, trigliserit vb gibi kan yağlarının yüksekliği)
  • Obezite-hipoventilasyon sendromu (OHS), (yeterince hızlı ya da derin nefes alamama)
  • Alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) (karaciğer yağlanması)
  • Astım sayılmaktadır.

 

  • Karaciğer sirozu olanlar, böbrek, karaciğer veya kalp nakli bekleyenler gibi yüksek riskli hastalar, nakil olabilecek kiloya erişmek için tüp mide ameliyatı olabilir.

Bununla birlikte, tüp mide ameliyatı mide bantlamanın (mide kelepçesi) başarısız olduğu hastalar için de uygun bir revizyon prosedürüdür.

Tüp Mide Ameliyatı Kaç Yaşında Yapılır?

18-65 yaş arası tüm yetişkinler uygun şartları taşıyorsa tüp mide ameliyatı olabilir. 18 yaşından küçük hastalar için bariatrik cerrahi günümüzde daha yaygın hale gelmektedir ve şiddetli obezitesi olan ergenlerde operasyon aile onayı ile yapılabilir.

Bununla birlikte 65 yaş üstü kişilerin tüp mide ameliyatı olması daha riskli bulunmaktadır.

Obezite Cerrahisi için Uluslararası Federasyon ( IFSO ) raporuna göre; 2014-2818 yılları arasında mide küçültme ameliyatı olan hastaların yaş dağılımları aşağıdaki gibidir. 65 yaş üstü kişilerde ameliyat riskli olduğu için genel tabloda en az ameliyat yaptıran gruptur.

 

YAŞ KADIN ERKEK
<21 3,993 1,800
21-30 24,205 6,776
31-40 35,023 11,536
41-50 41,370 15,180
51-60 27,622 10,826
61-70 6,983 3,475
>70 249 176

Tüp Mide Ameliyatı Olmaya Engel Durumlar Nelerdir?

Operasyon için BKİ ‘niz uygun olsa bile aşağıdaki ek durumların varlığı sebebiyle tüp mide ameliyatı olmanız onaylanmaz.

  • Tedavi edilmemiş psikolojik sorun varlığı (depresyon veya psikoz gibi.)
  • Kontrolsüz/ tedavi edilmemiş yeme bozukluğu tanısı ( blumia gibi)
  • Uyuşturucu ve alkolün kötüye kullanımı
  • Anestezi almayı engelleyici şiddetli kalp hastalığı varlığı ve Şiddetli koagülopati ( pıhtılaşma bozukluğu)
  • Ameliyat sonrası beslenme gereksinimlerini karşılayamayacak hastalar ( vitamin, mineral, protein takviyesi gibi.)

 

Reflü hastasıyım, tüp mide ameliyatı olabilir miyim ?

Reflü hastaları tüp mide ameliyatı olabilir ancak bu hastalar için Gastrik bypass ameliyatı cerrah uygun gördüğü takdirde daha avantajlı bir uygulama olur. Dolayısıyla Reflü tanısı olan obezite hastalarında tüp mide ameliyatı tartışmalı bir konudur ve ameliyata uygun olup olmadığınıza doktorunuz karar vermelidir.

Reflü hastalığının uzun süre boyunca devam edip kronikleşmesi sonucu meydana gelen Barret Özefagusu (yemek borusu dokusunun zarar görmesi) durumunda tüp mide ameliyatı önerilmemektedir.

Astım hastasıyım, tüp mide ameliyatı olabilir miyim ?

Astım hastası olmak tüp mide ameliyatı olmaya engel değildir. Obezite astımın şiddetinin artmasına neden olmaktadır. Bu sebeple astımlı obezite hastalarının ameliyat olmasında bir sakınca yoktur, aksine kilo vermeleriyle birlikte astım şiddeti iyileşeceği için tavsiye edilmektedir.

Diyabet hastasıyım, tüp mide ameliyatı olabilir miyim?

Evet olabilirsiniz. Obezitesi olan kişiler, yüksek yağlı, karbonhidratlı besinleri sık tükettikleri için bu kişilerde zamanla insülin direnci, dolayısıyla tip 2 diyabet gelişmektedir. Kilo verme ameliyatlarından sonra hastaların diyabetleri iyileşme gösterebilir.

Chron’s hastasıyım, tüp mide ameliyatı olabilir miyim?

Crohn hastalığı, bir tür inflamatuar bağırsak hastalığıdır (IBD).Yapılan araştırmalarda IBD hastalarının tüp mide ameliyatı olması güvenli bulunmaktadır ve hastalığın semptomlarının hafifletilmesi için önerilebilir.

Polikistik Over Sendromum var,(PCOS) tüp mide ameliyatı olabilir miyim ?

Polilistik over sendromu kadınlarda sıklıkla görülen hormonal bir bozukluktur ve insülin direnci ve fazla kiloyla ilişkilidir. PCOS’lu kadınların tüp mide ameliyatı olmalarında sakınca yoktur, aksine ameliyat sonrasında kilo kaybı ve insülinde iyileşme yaşayacakları için olumlu etkiler gözlenmektedir.

TÜP MİDE AMELİYATI MALİYETLERİ

Hastaların tüp mide ameliyatı olmaya karar vermesi kadar zor diğer bir süreç de nerede ve kime bu operasyonu yaptıracağıdır. İstanbul, İzmir ve Antalya ülkemizde bariatrik cerrahinin en çok yapıldığı şehirlerdir. Bu üç şehirde binlerce klinik ve hastane var; hangisine karar vereceğim diye düşünüyor ve kafanız karışıyor olabilir. Ameliyatı olacağınız şehir, seçeceğiniz doktor ve hastane ameliyat ücretinizi etkileyecektir. Bununla birlikte operasyon sonrası harcamalarınız da toplam ameliyat maliyetlerinizi etkiler.

Tüp Mide Ameliyatında Fiyatı Etkileyen Faktörler

Bariatrik prosedürlerin maliyet değişikliğine neden olacak faktörler karmaşıktır. Genel olarak operasyon ücretini etkileyen faktörler aşağıdaki gibidir :

  • Hastanın demografik özellikleri ve ek hastalıkları
  • Ameliyat öncesi laboratuvar, tetkik, röntgen ve MR ücretleri
  • Cerrah ücreti
  • Kullanılan cerrahi teknik
  • Mide küçültme ameliyatı sırasında yapılan ek uygulamalar ( fıtık tedavisi vb.)
  • Hastane konaklama ücreti

Bu aşamada değerlendirmeniz gereken bazı noktalar vardır. Bunlardan ilk ve en önemlisi kendiniz için doğru cerrahı seçmek. Cerrahın yetkinliği çalıştığı kuruma bağlı olarak operasyon ücretini etkileyebilir.

Bir diğer önemli husus ise operasyonun gerçekleştirileceği hastanenin kalitesi ve size sunduğu şartlarıdır. Operasyonun yapılacağı hastanenin kalitesi, hastaya sunduğu imkanlar, kullanılacak ekipmanlar, operasyon fiyatını etkilemektedir. Başka bir bölümde en iyi cerrahı ve hastaneyi nasıl seçeceğiniz konusunda sizi bilgilendireceğiz.

Operasyon için fiyat araştırması yaparken ucuz olmasından ziyade tüm bu saydığımız kriterleri karşılamasına dikkat etmelisiniz.

Ameliyat Sonrası Bakım Maliyetleri

Tüp mide ameliyatında maliyet hesabı yaparken sadece ameliyat ücretini düşünmek doğru bir yaklaşım olmayabilir. Ameliyata karar vermeden önce operasyon sonrası yapacağınız harcamaları da göz önünde bulundurmalısınız.

Tüp mide ameliyatından sonra düzenli olarak kullanmanız gereken vitamin-mineral ve protein destekleri ile bazı ilaçlarınız olacaktır. Bununla birlikte operasyondan sonra belirli aralıklarla tahlil ve tetkikler yaptıracak doktorunuza muayene olacaksınız. Burada önemli olan nokta; tüm bu gereksinimlerin size ek bir ücreti olacaktır. Ameliyata karar verirken operasyon sonrası harcamalarınızı da göz önünde bulundurarak karar vermelisiniz.

Tüp mide fiyatı nedir ?

İstanbul İzmir Antalya
20bin- 56bin 20bin- 45bin 20bin – 47bin

 

Tüp mide fiyatları, ülkemizde ortalama olarak 20-60 bin Türk Lirası arasında değişmektedir. Her özel hastanenin kalitesi, sunduğu imkânlar ve şartları farklıdır ve bunlar hastanelerin fiyat politikalarını etkiler. En doğru bilgiye hastanelerle direkt iletişim kurarak erişebilirsiniz.

Ödeme yapmak için Nakit veya Kredi kartı kullanabilir miyim ?

Her Hastanenin veya özel kliniğin ödeme sistemleri farklı olabilir. Ancak çoğunlukla nakit, kredi kartı, banka havalesi, taksitle ödeme gibi pek çok ödeme yöntemi kabul edilmektedir.

Devlet hastanelerinde tüp mide ameliyatı yapılıyor mu?

Tüp mide ameliyatı, devlet hastanelerinde de yapılmaktadır. Bunun için öncelikle hastanenin endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümünden randevu almasınız. Muayene sonrasında uygun şartları taşıdığınız takdirde ameliyat randevusu için sıraya girebilirsiniz.

 

Sleeve Gastrectomy, Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2022.

Effect of Sleeve Gastrectomy on Ghrelin, GLP-1, PYY, and GIP Gut Hormones: A Systematic Review and Meta-analysis. Ann Surg. 2020 Jul;272(1):72-80.

The effects of bariatric surgery on gut microbiota in patients with obesity: a review of the literatüre. Biosci Microbiota Food Health. 2019; 38(1): 3–9.

Robotic versus laparoscopic sleeve gastrectomy: a MBSAQIP analysis, Surg Endosc . 2019 Mar;33(3):917-922.

Scroll to Top